Türkiye’de Milyoner Sayısı Hızla Artıyor: 512 Bin Yeni Milyoner Daha!

Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’nun (BDDK) son verilerine göre, Türkiye’deki milyoner sayısı hızla artmaya devam ediyor. Son bir yılda, hesabında 1 milyon TL ve üzeri mevduat bulunan kişi sayısı 512 bin 284 artarak 1 milyon 591 bin 683 kişiye ulaştı. Bu artış, ekonomik belirsizliklerin yaşandığı bir dönemde dahi milyoner sayısındaki hızlı yükselişi gözler önüne seriyor.

Milyonerlerin Serveti 12 Ayda 3.5 Trilyon Lira Arttı

Milyonerlerin sayısındaki bu artış, servetlerine de yansıdı. Son bir yıl içinde milyonerlerin hesaplarındaki toplam mevduat yüzde 42 oranında artarak 8.3 trilyon liradan 11.8 trilyon liraya yükseldi. Bu artış, milyonerlerin toplam servetinin 3.5 trilyon lira arttığını gösteriyor. Milyonerlerin sahip olduğu toplam mevduatın büyük bir kısmı yerel para cinsinden oluşurken, döviz tevdiat hesapları ve kıymetli maden depo hesapları da önemli bir paya sahip.

Milyonerler, Toplam Mevduatın Yüzde 70’ine Sahip

BDDK verilerine göre, milyonerler toplam mudi sayısının yalnızca yüzde 0.91’ini temsil etmesine rağmen, sistemdeki toplam paranın yüzde 70.1’ini ellerinde bulunduruyor. Buna karşın, bankalardaki toplam yurt içi yerleşik mudi sayısının yüzde 91.3’ü ise hesabında 10 bin TL’ye kadar mevduat bulunduruyor. Bu kesim, toplam mevduatın yalnızca yüzde 0.75’ine sahip. Bu durum, servet dağılımındaki uçurumu ve finansal eşitsizliği bir kez daha ortaya koyuyor.

Milyonerlerin Sayısı 1.5 Milyona Yaklaştı

BDDK’nın Temmuz 2024 verilerine göre, Türkiye’deki 1 milyon liradan fazla mevduata sahip mudi sayısı 1 milyon 591 bin 683 kişiye ulaştı. Bu, milyonerlerin toplam mudiler içindeki payının yüzde 0.91 düzeyinde olduğunu gösteriyor. Türkiye’de milyoner sayısındaki bu hızlı artış, servet sahibi olmanın giderek daha fazla kişiyi kapsadığını, ancak bu servetin topluma eşit bir şekilde dağılmadığını da gösteriyor.

Türkiye’de milyoner sayısının hızla artması, ekonomik dengesizliklerin ve gelir dağılımındaki adaletsizliğin bir yansıması olarak değerlendiriliyor. Finansal eşitsizliğin derinleşmesi, uzun vadede toplumsal ve ekonomik sonuçlara yol açabilir. Bu nedenle, ekonomik politikaların daha dengeli bir servet dağılımını sağlamaya yönelik olarak yeniden gözden geçirilmesi büyük önem taşıyor.